7 Ağustos 2009 Cuma

Beyler Ayağa Pas!*




Bisssssss...

TSL sıcak bir Ağustos akşamında geri döndü. Transferler, dedikodular, 4-3-3'ler, 10'5 numaralar, Haldunlar'la ve elbette Brezilyalılar'la geçen altmış sekiz gün hepimize güzel futbol, heyecan vaadediyordu... Şampiyon Beşiktaş ligi açma şerefini Belediye'yle paylaşarak sahaya indi. İki takımın önceki maçlarını izlemiş, görmüş olanlar şöyle keyifli bir maç bekliyordu. Keşke... Çok renksiz bir açılış, yaz dönemininin cancanının hakkını vermeyen bir oyun vardı sahada.



Şampiyon ikinci ciddi sınavında ikinci kez tökezledi. Sezon başı olması düşünülürse olabilir... Ancak sahada sonuçtan daha önemli şeyler görünüyordu. Beşiktaş sahada bekleri, Ernst'i ve arada Nobre'si dışında hiçbir şeyi olmayan bir takımdan fazlası gibi görünmedi. Fink golü attı ama orta sahada ne geride ne ileride akıcı değildi. Tello... Aldığı her topu berbat etmeyi başardı. Holosko hevesli de... Messi gibi olmaya ben de hevesliyim. Yusuf yüzünden İsmail ilk yarı bildiğin dayak yedi. Heralde Tum'un o baldırları bir daha unutamaz. Erhan Güven tüm bu hengamenin arasında tam anlamıyla işe yarayan tek adamdı. Ernst sahada "oynayan" tek adamdı. Ama oyuncuların toplamında görünen tek bir şey vardı: Takım Nobre'ye top şişirmekten başka bir şey bilmiyordu. İki ay sekiz günde Denizli ve takımının çıkardığı oyun planı, strateji, düzen bundan ibaretti. Belediye'yse bildiğimiz Belediye... İbrahim Akın, disiplinli orta saha, kontratak...

* Mustafa Denizli'nin ikinci yarı kenardan bağırması hatta mümkünse oyuncular daha iyi duysunlar diye Çarşı'ya mendile yazıp istek yapmak yoluyla bağırttırması gereken cümle. Geç artık tabi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder