17 Ağustos 2009 Pazartesi

Pazar Raporu #1

Pazar ve Pazartesi'yi de geri bıraktık. Fransa, İngiltere, Almanya ve Türkiye'de haftanın son maçları oynandı. EPL'de ilk hafta heyecanı geride kaldı. İşte aşağı yukarı izlenimler...



- Bizim buralardan başlayalım. Haftanın tartışmasız en kritik karşılaşması geçen sezonun şampiyonluk ortağıyla, dördüncüsünün karşılaştığı maçtı. Sivasspor geçen sezonun kaderini belirlerken son haftalarda gittiği Saraçoğlu ellerine, bu sefer sezon başı uğradı. Açık söylemek gerekirse Sivas'ın ve Fenerbahçe'nin önceki görüntüleri bu maç Fener lehine farklı biter heralde dedirtmişti bana. Beklediğim gibi olmadı. Sivas biraz daha sağlam bastı yere, Fenerbahçe Alex'in ani sakatlığıyla afalladı. Yine de oyun kontrolü Fenerbahçe'deydi. Sivas yine birkaç atak dışında varlıksız top kovaladı ortalarda. Yine de Fenerbahçe'nin şans faktörüyle kazandığını söylemeden geçemem. İlk golün ofsayt olması dışında, ikinci golde Emre'nin aslında heba ettiği kornerin iki çok basit hatayla gole dönüşmesi 3 maçlığına Alex'i alan Karma'nın bir hediyesiydi Fenerbahçe'ye... Üçüncü golde Dos Santos'un hakkını yemeyeyim. 90'a taktı. Fenerbahçe skor üretse de oyun içinde beklenen kadar üretken ve agresif değildi.Ortaçgil'den gelsin: "Alex'siz olmaaz, Alex'siz olmaaaz..."

- Bir Ankara çocuğu olarak ikinci sırayı Ankara derbisine vermekte bir sakınca görmüyorum. Harika bir maç olmuş öncelikle... Gerçekten iki takımın da organize bir şeyler ortaya koyduğu kalburüstü bir karşılaşma oynanmış. Ama Gençler'in kaçırdıkları... Akla, hayale sığmayacak kadar golü, ya direklere, ya panolara, ya tribünlere göndermiş Gençler. Burhan kaçırdıklarını atsa 4-1 biterdi maç diyeyim. Siz anlayın... Gençler tüm bulduklarını atsa zaten Jürgen Röber (aşağıda) iki, üç haftaya kovulurdu heralde. Gençler'de giderek parlayan bir isim var ki Mustafa Pektemek sonunun diğerleri gibi olmamasını umuyoruz. Ankaraspor'un balı da gözlerden kaçmıyor. Geçen 89 dakika ezilip üç puan, bu hafta 6-7 hatta 9-10 yiyecek kadar pozisyon verip bir puan kurtarmak bal, balık, at nalı falan gibi sebeplere bağlanabilir heralde ancak...



- Es Es bu sene evinde kabus gibi bir takım olacak. Geçen sezon "zorlu deplasman"dı bu sene "kabus" olacak. Mehmet Yılmaz gibi yetenekli ve tecrübeli bir forveti de almışlar ki Batuhan'ın yerini doldurduklarını söyleyebiliriz. Bakınız daha Youla, Ümit Özat, Bülent Kocabey, Serdar, Doğa, Ragıp demedim. Es Es bu sene deplasmanda kendini toplarsa ilk 8'i rahat zorlayacak gibi.

- Kayseri Makukula'yı da aldı. Ancak problem oyuncular bazında değil de oyun düzeninde gibi görünmeye başladı artık. Takıma 7-8 yeni oyuncu alıyorsanız buna rağmen bariz olarak "kabız" bir takımsanız bu sadece forvetiniz olmadığı için olamaz. Bir savunma oyuncusunun lütfuyla gol bulabildiler. Gaziantep baskın oynamasına rağmen 1 puan çıkarabildi. Onlar için de şanssız bir başlangıç oldu. İlk hafta ligin en rahat skor üretme potansiyeli olan ekibine 2 atıp puan alamadılar, ikinci hafta ligin en iyi takım savunmasına tosladılar...

- Büyükşehir yine orta yolun yolcusu olacak galiba. İki maçtan da puan aldılar ancak üst sıraları zorlayabilir diyebileceğimiz bir istikrarı tutturmaları hala şüpheli. Orta sahaları çok zor aksıyor ama belirli bir çizgiyi geçemeyecek gibiler yine. Ha İbrahim Akın böyle her maç atsın ilk 5'e bile girebilirler, o ayrı...

-Bundesliga'da ortamın Eskişehir'i tadındaki Mönchengladbach geçen sezon biraz ıkınsa şampiyon olabilecek Hertha'yı 2-1'le rahat rahat geçti. İki haftada görünen Bobadilla, Neuville ve Arango gibi sağlam hücumcuları Marx -özel sempatim var bu herife eheh- ve Bradley -bu arada Marx isimli Alman bir orta sahanın yanına partner oyuncunun Amerikan oyuncu olması da kaderin garip bir cilvesidir heralde- gibi disiplinli orta sahalarıyla evlerinde rahat vermeyecekler bu sezon. Deplasmanda 3-0 öne geçip 3-3 yaptırmaya devam ettirmedikleri sürece problem olmaz heralde.



- Magath sihirli değneğini Gelsenkirchen'e değdirmiş bile. Geçen sezon her tarafı ayrı dağılan, organizasyonsuz takımın yerinde 11 tane taş gibi eleman gelmiş. Başka bir deyişle Schalke Hollanda'nın orta sıra takımından, "Magath Takımı" görüntüsüne gelmiş durumda. Çizgilerini bozabilecek talihsizlikler olmazsa, bu hali devam ettirirlerse Bundesliga tabağı bu sene Gelsenkirchen'de olacak. Bir de Moritz ve Kenia adlı 90'lı elemanlara dikkatinizi çekerek bitiriyorum Schalke maddesini...



- En cancanlısını sonlara sakladım. Big Four'un son iki Kırmızı'sı da ligi açtı. United Birmingam'ı Rooney'sinin golüyle 1-0'la geçti. Reds diğer maddeye kalsın... United'da Rooney önünde bulduğunu vurmuş gibi bir görüntü var. Diğer yandan yeni gelenlerden Birmingham Old Trafford gibi bir deplasmandan fazla pozisyon vermeden ve tek farkla kurtulmuş olması başarı... Ligde kalma konusunda favorim onlar ki ikinci yarı buldukları bir pozisyonu gol yapsalar 1 puanla çıkacaklardı Trafford'dan. Valencia iyi bir maç çıkarmış... Ancak bu sadece aldığım bir duyum...



- Dünya'nın en cenabet kulüpleri diye sıralama yapsalar Hotspur bir numara olmazsa, kazma libero değil maç başına üçer tane sallayan Brezilyalı golcüyüm. Ama ne olduysa Liverpool'u öyle şansa bala falan da değil bildiğin eze eze yendi adamlar. Liverpool'un ne kadar kabız bir takıma dönüştüğünü uzun uzun anlatmaya gerek yok ancak Spurs söz konusu olduğunda Liverpool'u bu şekilde yenmiş olmaları bile başlı başına bir hadise. Ne kadar böyle gider bilmem ama Liverpool'la United şu görüntüdeyken, Arsenal'in süper başlayıp düşüşe geçmesi bir gelenek halini almışken ilk 4'ü zorlamak için daha iyi bir zaman bulamazlar. City'yle Chelsea'yle de bir zahmet uğraşıversinler... İşin Spurs kısmını geçersek Reds'in durumu çook kötü bir hale doğru gidiyor ki bunu birkaç güne uzun uzun inceleyeceğiz.

- Ligue 1'le kapatalım Pazar gününü. Bu senenin bir numaralı şampiyonluk adayı gösterilen -bence Bordeaux'dur o- Marseille Lille gibi dişli bir rakibi iyi bir oyunla 1-0 ile geçti. Lucho Gonzalez'in dönüşüyle iki kademe atlatacaktır onlara... Bu da şu durumda Ligue 1'de iddialı olmak için yeterli. Şampiyon olmak için? Bordeaux'nun biraz düşmesini beklemeliler.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder