![](http://www.sporx.com/i/euro2008/takimlar/897__akinfeev-b.jpg)
Seneler sonra, futbol tarihinin en şanssız isimlerini sıralandığında -büyüüük bir değişiklik olmazsa- bu adamın ismi en azından ilk beşte olacaktır, eminim. Wiki'nin de büyük yardımıyla bu çok yetenekli ademoğlunun kariyerine bir bakalım...
Daha reşit bile olmadan Rusya'nın en prestijli klübünün (CSKA Moskova) as kalecisi olarak başlıyor kariyerine, daha sonra ikinci kaptan oluyor, on sekizinde Rusya'nın üçüncü kalecisi olarak Euro 2004 kadrosunda yerini alıyor. Milli Takım kalecisi Malafeev'in uzun süreli sakatlığıyla Milli Takım kalesinin de koruyuculuğunu üstleniyor. Bu sırada on dokuzunda... Aynı zamanda Rusya tarihinin en genç milli oyuncusu, CSKA'nın ikinci kaptanı olduğunu, UEFA Kupası, Rusya Ligi, Rusya Lig Kupası ve Rusya Süper Kupası şampiyonlukları tattığını söylemiş miydim?
"Şanssızlık bunun neresinde?" dediğinizi duyar gibiyim... Akinfeev kariyerinin ilk bölümünün tepesine çıktığı bu sıralarda Avrupa, Lig demeden her tarafta harika maçlar çıkardı. Hatta Şampiyonlar Ligi'nde 362 dakika gol yemeyerek Büyük Sahne'de de müthiş bir performansa da imza attı. Geleceğin en büyük kalecilerinden biri olacağına kesin gözüyle bakılıyordu. Öyle ki Arsenal Lehmann'dan boşalan kaleyi Akinfeev'le doldurmak için kolları sıvamıştı. Ama büyülü futbol hikayelerinin kötü cadısı yine kafasını köşeden uzattı: Sakatlık.
![](http://english.sport-express.ru/files/ie/6_37_FULL_046-b.jpg)
Akinfeev dizinden ciddi bir sakatlık sebebiyle kariyerinin belki de hiç bitmeyecek çıkışına, bir dibe vurmayla son verdi. Uzun süre sesini soluğunu duyan olmadı. Ancak kaybettiği süre ve momentumun bedeli ağır oldu. Her yeni gün, yeni yeteneklerin piyasaya sürüldüğü Avrupa piyasasında ismi silikleşti. Her ne kadar helva Rus defansı arkasındaki EURO 2008 performansı gözleri kamaştırsa da -beş maçta otuz beş kurtarış, turnuva birincisi- sakatlığı kafaları karıştırıyor. O sırada yakaladığı güveni yakalayıp yakalayamayacağı da bir soru işareti... Diğer yandan CSKA gibi milyonlarla oyuncak diye oynayan Abramovich'in elindeki Akinfeev'i bırakıp bırakmayacağı da meçhul...
Akinfeev, ya peri masalından, Oğuz Atay öykülerine evrilen bu hikayeyi, tekrar tersine çevirip Dünya'nın gelmiş geçmiş en iyilerinin arasına adını yazdıracak ya da Arshavin gibi yirmilerinin sonunda silah zoruyla Moskova'dan başka diyarlara gidecek. Umarım ilk ihtimal gerçekleşir ve Akinfeev gibi bir yeteneği Avrupa şampiyonaları dışında izleme şansına tüm dünya erişir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder