Hesapta olmayan birkaç aksaklık oldu. Kusura bakmayın izleyiciler, okurlar... Aceleden bu postta resimsiz oldu...
Türkiye Ligi'nin esas renginin belli olduğu bir pazar ve ertesi izledik bu futbol haftasonunda. İngiltere'deyse işler çok daha karışık olacak... Bir o kadar da eğlenceli... Serie A'da Mourinho çok da eğlenemeyecek bu sezon. İşte pazar ve ertesi...
- Galatasaray Ali Sami Yen'de ligin en iyi takım savunmasına sahip takımı 4'ledi. Ama hala komik bulduğum analizler var etrafta... Sadece oyuncuların özel yetenekleriyle ilerliyormuş Galatasaray. Allah aşkına Messi, Henry özel oyuncular olmasa nasıl işleyecek Barcelona'nın sistemi? "Sistem" diye adlandırılan olay zaten özel oyuncuların yeteneklerini içine alan bir olgudur. Bir yere kadar takım getirir özel oyuncular da işi bitirirler. Hayatımda duyduğum en saçma tespit şu "özel oyuncularla ilerliyorlar" muhabbeti. İyi o zaman koyun Ibra'nın yerine Servet'i o sistemde o da atar zaten. Değil mi? Hala sistem için "şu iyi olmuş, bu kötü" demek istemiyorum. Ama işlediğini hepimiz görüyoruz. Hiçbir takım şansa bala maç başına 3.6 gol atmaz. Kayseri sempatiyle baktığım bir takımdı. Ta ki şu maçtaki kasap hallerini görene kadar. Baros'un, Arda'nın, Aydın'ın yemediği tekme, çengel, çelme,itme kısacası dayak kalmadı. Maçın hakemi Halis Özkahya'nın buna çanak tutması zaten şaşırtmadı... Kayseri elindeki Troisi, Cangele, Makukula gibi oyuncularla keşke dövmeye değil oynamaya çıksaydı sahaya... Yine de 4 tane yediler zaten...
- Ligin en iyi işleyen takımı görüntüsündeki Galatasaray'ın rakibi bu sezonki en önemli rakibi; en organize takım görüntüsündeki Fenerbahçe. Ama o organizasyon içinde de özel yetenek çok çok önemli yer tutuyor... Gökhan'ın bitirişini, öncesindeki tek pasları Sivassporlular yapamaz mesela. Ama Fenerbahçe yapıyor. "Özel yetenek" denen kavram hücumda çeşitlilik gerektiren her noktada karşımızda... Kazım'ın yükselen formu göz kamaştırıyor. Aragones'in servis yapan kanat oyuncusu formundan Daum'un oyununda kanat/forvet arası bir görüntüye geldiğinden beri değerini ortaya koyuyor. Emre'nin oyunu harika... Sahadışı kişiliğini bilmesem sempati bile besleyeceğim adama... İmkansız artık tabi.
- Trabzon "Bismillah" demeden tepetaklak oldu yine. Hayır yenilgiler yüzünden değil... Dünya'da geçen sezon Real Madrid'in halini hatırlayın... Kaçıncı hafta kovuldu Schuster? Trabzon taraftarının, yönetiminin, basınının artık kendileri dev aynasında görmeyi bırakmaları gerekiyor. 150 milyon euro harcayıp şampiyon olamayabiliyorsunuz artık. Tamam kadro kaliteli, çeşitli, taraftar da güzel de çay bir günde mi yetişiyor güzel uşaklar? Sabretmeyi öğrenemezlerse kümeye kadar yolu var Takalar'ın... Oynadıkları futbol da kötü değil üstelik. Sadece forvetlerinde kalastan bile işlevsiz bir adamları var.
- Gaziantep'in geçen sene olduğu gibi bu sene de çeşitli şanssızlıklardan puan kaybetme huyu devam ediyor. Ankara'yla 1-1 berabere kaldılar evlerinde. 1-0 yenik düşmelerine rağmen... Daha kötüsü Tabata'yı da 1 haftalığına kaybettiler. Kırmızı gördü... Beşiktaş deplasmanında olmaması çok kötü haber. Seyirci baskısı karşısında lider karakterli bir oyuncuya çok ihtiyaçları olacak...
- Spurs bir deplasmandan 3 puanla çıktı... Bu sefer domine etmediler oyunu ama yine de West Ham gibi bir deplasmanda, Upton Park'daki gibi bir seyirci karşısında galibiyeti almayı bilmeleri çok önemli bir işaret. Maçı değiştiren adam Carlton Cole... Önce West Ham'ın golünü attı sonra Spurs'ün ilk golünün asistini yaptı. Gerçekten yetenekli bir oyuncu ama kafasını futbola verme konusunda problemleri var gibi. Tam anlamıyla futbola konsantre olsa Wenger'in baştacı olabilir Adebayor'un yerinde...
- Everton'ın düşüşü sürüyor. Acilen toparlanmaları gerekiyor. Moyes de bunun farkında.Burnley'e 1-0 kaybeden önemli takımlardan ikincisi oldular. Transfer sezonunun son dakikalarında iki çok kritik hamle yaptılar. Beklenen sonuçları alabilirlerse harika bir çıkışla devam edecekler yola. Transferlerden biri Arjantinli orta saha Banega, diğeri Tatar-Rus Bilyaletdinov... Özellikle Banega çok numaralar beklenen ama daha hiçbir şey göstermemiş gençlerden biri. Bilyaletdinov Rus Milli Takımı'yla Avrupa Şampiyonası'nda hoş sadalar bırakmıştı. Arteta'nın yokluğunda, Pienaar'ın formsuzluğunda parlayabilir...
- Chelsea bildiğimiz Chelsea... Çok gösterişli durmuyor ama kayıp vermiyor. Fulham deplasmanını 2-0'la geçtiler. Mourinho o takıma 3 sezon boyunca ne yedirip ne içirmiş bilinmez ama öyle bir yapı oturtmuş ki 5. sezonunda hala taş gibi ayakta. Aynı oyun yapısı, aynı şekilde, aynı paslarla, aşağı yukarı aynı oyun şablonlarıyla oynanmaya devam ediyor... Hala da kazanmaya, EPL'de şampiyonluğa oynamaya devam ediyor. Bu kadar çok yıldızın olduğu takımdan böyle bildiğin bir "lise takımı" yaratmak gerçek anlamda büyük yeteneğe delalettir. Nitekim gelenler de bunu kabul ediyorlar, yapıyla çok oynamıyorlar. Bir tek Scolari birşeyler denesem mi dedi O'nun da sonunu biliyoruz...
- Almanya'dan devam... Hertha geçen sene zorlasa şampiyon olabilecekti, bu sene iyice garip oldular. Tamam Mönchengladbach "ligin flaş ekibi" kabilinden bir takım kurmuş ama Bochum'a yenilmek ne oluyor? Hertha geçen seneki parlamadan sonra bildiğimiz düşüş haline geri dönecek gibi. Yazık...
- Diğer yanda Bremen evinde deplasmanlarda çok sağlam görünmeyen Mönchengladbach'ı 3 golle geçti. Mönchengladbach'ın bu kadar kolay yenilmesini beklemiyordum ama Bremen sanırım geçen sezondan çok daha güçlü olacak bu yıl. Forvete Pizarro'yu bonservisiyle geri getirdiler. Gittikten sonra yerini dolduramadıkları Borowski'yi Bayern'den geri alarak problemi çözdüler. Diego'nun yerine Marin'i getirerek işin kremasını da unutmadılar. Ellerindeki Mesut Özil, Boenisch, Mertesacker, Fritz gibi yetenekleri ortalığa taşacak gençler, Naldo gibi her eve lazım bir stoper ve geçen sene rüştünü ispatlayan Wiese gibi bir kaleci de cabası... Bu sene Mızıkacılar'a dikkat kesilmek lazım. Her şeyi yapabilirler.
- Benim için haftanın en büyük süprizini Hamburg yaptı. Wolfsburg'u evinde 4'lediler. Gollerden biri at hırsızı Guerrero'dan diğeri de Hamburg'un gelecek sezon başı "Hanginize vereyim bunu" diye etrafa bakınacağı Elia'dan geldi. Maçın en dikkat çekici notu Wolfsburg'un 0-2'den 2-2'yi yakaladıktan sonra 2-4 yenilmesi... Bildiğimiz Wolfsburg bu maçı oradan vermezdi. Sezonun onlar için ilk kötü yenilgisi oldu. Hamburg'un çıkışıysa sürüyor. Geçen haftaki Dortmund galibiyetinden sonra Wolfsburg'u da yenerek dişli rakiplerine birer birer mesaj veriyorlar. Kadrosu çok zengin bir başka takım da onlar...
- Ve Calcio... Şampiyon Bari deplasmanında, lige tökezleyerek başladı. Benim için pek sürpriz değil açıkçası. Mourinho sahaya yine 4 merkez oyuncusuyla çıkmış ki Lazio maçından ders almaya hevesli olmadığı anlaşılıyor... Bari'nin golüyse Terim'in başarısız oyuncu keşif denemelerinden olan Kutuzov'dan gelmiş. Inter'se golü penaltıdan bulabilmiş. Ne büyük sürpriz! Mourinho'nun oruç tutması yüzünden Muntari'yi değiştirmesi ve ve maçtan sonra oruç işine de el atması maçtan diğer notlar. Ben Inter'in yaratıcı oyuncu orucu ne zaman bitecek onu merak ediyorum...
- Sampdoria sezona zorlu Catania deplasmanından 3 puanla çıkarak başlamış. Son 2 sezondur oynadıkları futbolla göz kamaştırıyorlar. Bayrak adam kıvamındaki futbolcularının Cassano olması daha bir ilginç kılıyor onları. Geçen sezon bir öncekine göre biraz düşüş içinde görünseler de takımdan önemli bir ismi kaybetmemiş olmaları onlar için önemli. Üç puanı 90. dakikada almaları da ayrı bir şans... Tabi bir de ilk golü Pazzini'nin atması var... Corvino onu sattığı için kafasını hangi taşlara vuruyordur diye merak ediyor insan... Adam 19 maçta 12 gol oldu.
- Bu ligin istikrarlı tek belalısı Genoa Roma'yı 3-2'yle geçerek başladı sezona. Thiago Motta'yı ve Milito'yu kaybetmelerine rağmen bu sonuç ilginç... Tek maçlık bir şans mı uzun süreli bir form mu onu zaman gösterecek. Haftanın diğer maçlarındaysa Juve'yle, Lazio kayıpsız girdiler. Napoli bana Gaziantep'i hatırlatmaya başladı artık. Bir türlü bekledikleri gibi gitmiyor işler. Umutsuzken harika. Bir şeyler beklediklerinde kötü... Son olarak Parma Udinese deplasmanında beraberlikle girdi lige. Udinese gibi takımın evinde elinden kurtulmak her takıma nasip olmaz.